(Karar Tarihi : 27.01.2016) Dava ve Karar: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait taşınmazın 01.03.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiraya verildiğini, 2012 yılı Aralık ayı bakiye kira bedeli ile 2013 yılı Ocak ve Şubat ayı kira bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı borçlunun haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taşınmazın 25.12.2012 tarihinde tahliye edilerek anahtarın davacının görevlendirdiği emlakçıya teslim edildiğini, bu hususun 24.01.2013 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Takibe esas alınan ve hükme dayanak teşkil edilen 01.03.2006 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 12.03.2013 tarihinde başlattığı icra takibinde aylık 3.000 TL'den 2012 yılı Aralık ayı 1.500 TL bakiye kira alacağı ile 2013 yılı Ocak ve Şubat ayları kira alacağı olmak üzere toplam 7.500 TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir. Sözleşmenin özel şartları 6. maddesinde "Kiracının, kira sözleşmesinin yenilenmesini talep etmemesi halinde mecuru boşaltacağını en geç kira sözleşmesinin hitamından iki önce kiralayana yazılı olarak bildirecektir. Bu bildirimi yapmaması nedeniyle mecurun boş kalmasına sebebiyet vermesi halinde boş kalan zamana ilişkin kira paraları ile kiralayananın uğrayacağı tüm zarar ve ziyanı ödemeyi kabul ve taahhüt eder." hükmüne yer verilmiştir. Davalı vekili, taşınmazın 25.12.2012 tarihinde tahliye edildiğini beyan etmiş olup, davacı vekili de 20.10.2014 havale tarihli dilekçesinde taşınmazın 25.12.2012 tarihinde tahliye edildiğini kabul etmiştir. Davalı kiracı tarafından keşide edilen 24.01.2013 tarihli ihtarname sözleşmenin 6. maddesine uygun olmadığından Mahkemenin kabulünde olduğu gibi kiralananın erken tahliyesi söz konusudur. Kiralananın erken tahliyesi halinde kural olarak kiracı, kira süresinin sonuna kadarki kira bedelinden sorumlu olup kiralayanın da tahliye edilen taşınmazın yeniden kiraya verilmesi hususunda gayret göstererek zararın artmasını önlemesi için kendine düşen yükümlülüğü yerine getirmesi gerekir. Bu halde davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira bedelinden ibarettir. Davalı kiracı, taşınmazın tahliye edildiği tarihe kadar kira bedelinden, tahliye tarihinden sonra da TBK.nun 325.maddesine göre kiralananın aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği belirlenen makul süre kira bedelinden sorumludur. Mahkemece mahallinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak dava konusu yerin aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği hususunda denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu alındıktan sonra davalı kiracının tahliye tarihi olan 25.12.2012 tarihine kadar kira bedelinden, bu tarihten sonra kira sözleşmesi süresi ile sınırlı olarak belirlenen makul süre kira bedelinden sorumlu olduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 325 :Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer. Kiraya veren, yapmaktan kurtulduğu giderler ile kiralananı başka biçimde kullanmakla elde ettiği veya elde etmekten kasten kaçındığı yararları kira bedelinden indirmekle yükümlüdür. * 04.07.2012 tarih ve 6353 S.K. m.53 ile değiştirilen 31.03.2011 tarih ve 6217 S.K. Geçici 2. maddesi gereğince, “Kiracının Türk Ticaret Kanununda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354 üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. TÜRK HUKUK SİTESİ |