TBB Eğitim Merkezi “Özel Eğitim” programı kapsamında düzenlenen “Hukuksal Koruma Sigortası” konulu seminer, 21 Ocak 2017 tarihinde, Ankara’da gerçekleştirildi.
TBB Başkan Yardımcısı ve Eğitim Merkezi Başkanı Av. Berra Besler’in açış konuşmasıyla başlayan ve TBB Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Bülent Maraklı’nın sorumluluğunda gerçekleştirilen seminer, eğitmenler Av. Dr. Tennur Koyuncuoğlu, Türk-Alman Özel Eğitim Vakfı yöneticisi Dr. Kadri Bahşi, Av. Güzin Taş ve Av. Devrim Akyol tarafından verildi. TBB Denetleme Kurulu Üyesi ve Eğitim Merkezi Genel Sekreteri Av. Cumhur Arıkan’ın da katıldığı seminerde Av. İsmet Demirağ da görüşlerini açıkladı. Seminerde 54 meslektaşımıza eğitim hizmeti sunuldu.
TBB Başkan Yardımcısı ve Eğitim Merkezi Başkanı Av. Berra Besler’in seminerin açılışında yaptığı konuşma şöyle:
Değerli meslektaşlarım,
Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi olarak, belli alanlarda bilgilerini derinleştirmek ve sahip olduğu bilgiyi bir üst seviyeye çıkarmak isteyen meslektaşlarımıza katkı sağlamak amacıyla 2015 yılı mart ayında başlatmış olduğumuz, gösterdiğiniz yoğun ilgi ve katılımdan güç alarak devam ettirdiğimiz özel eğitim programının 42’incisi bugün “Hukuksal Koruma Sigortası” konusunda gerçekleştiriyoruz.
Seminerin başarılı geçmesi ve çalışmalarınıza katkı sağlaması dileğiyle hepinize hoş geldiniz diyor, değerli eğitmenlerimize teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli meslektaşlarım,
Yurttaşlarımızın can ve mal güvenliğinden endişe duyduğu, terör ve şiddetin can aldığı, can yaktığı, hukuk güvenliğinin büyük ölçüde yara aldığı olağanüstü bir süreçten geçiyoruz.
Türkiye’nin geleceğini belirleyecek hiçbir sorunumuzu konuşup tartışmamıza fırsat vermeyen bu terör ve şiddet sarmalından kurtulmak için sağduyuya ihtiyacımız var.
Siyasi görüşlerimiz ve yaşam tarzlarımız arasındaki farkların; bizlere aynı gemide yol aldığımızı, aynı vatanın evlatları, aynı devletin eşit yurttaşları olduğumuzu unutturmasına izin vermemeliyiz. Hiçbir şey, nereden geldiğine ve kime yöneldiğine bakmadan her türlü şiddetin karşısında durmamıza engel olmamalı.
Halkımızın birinci gündeminin terör ve şiddet olduğu, eğitimden ekonomiye pek çok sorunla karşı karşıya kaldığımız böyle bir dönemde, bizi hukukun üstün değerlerinden biraz daha uzaklaştıracak, toplumda yeni kutuplaşmalara yol açacak Anayasa Değişiklik Teklifini konuşmak zorunda kaldığımız için üzüntü duyuyoruz.
İyi niyetli bütün uyarılarımıza rağmen Türkiye’nin içinde bulunduğu olağanüstü şartlarda ısrarla gündeme getirilen Anayasa Değişiklik Teklifinin görüşmeleri sırasında TBMM’de yaşanan şiddet görüntüleri kaygı ve utanç vericidir. Teklifin Anayasa Komisyonunda görüşülmesi sırasında başlayan ve Genel Kurul’da görüşülmesi sırasında artarak devam eden şiddet, nihayetinde aklımızın almadığı, vicdanımızın kaldırmadığı bir boyuta ulaşmış; erkek milletvekillerimizin kaba güç gösterilerinden sonra bu kez de kadın milletvekillerimiz birbirlerini hastanelik etmiştir.
Ulusun egemenliğini temsil eden ve halkın sorunlarına çare üretmesi gereken TBMM’nin saygınlığıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan bu görüntüler, sürüklenmekte olduğumuz şiddet sarmalından çıkmak için beslediğimiz umutları yaralamaktan başka bir işe yaramadığı gibi olası bir referandumda yaşanabilecekler açısından duyduğumuz endişeyi de artırmıştır.
Değerli meslektaşlarım,
Denetim ve denge mekanizmalarına son veren, bütün gücü bir tek kişinin elinde toplayan ve tek adam rejimi öngören bu tekliften hukuk devleti, bağımsız yargı, demokrasi ve toplumsal huzur çıkmayacağı aşikârdır.
Şeffaflık, katılımcılık ve demokratik hesap verme ilkelerini yok sayan bu teklif, kuvvetler ayrılığı ilkesine, Anayasanın değiştirilmez hükümlerine aykırıdır.
Demokrasimizi tehdit eden, toplumda yeni bölünme ve çatışmalara yol açarak, içinde bulunduğumuz tehlikeli süreci çıkılmaz bir yola sürükleyecek olan bu teklifi kabul etmek hukuken mümkün değildir.
Değerli meslektaşlarım,
Tarih boyunca insan hakları mücadelesinde başı çeken biz avukatlar için hukuk devleti yaşamsal niteliktedir. Bugün de yargının kurucu unsuru savunmanın temsilcileri olarak, hukuk devletinin varlığını tehlikeye sokacak bu değişiklik teklifi ile ilgili olarak yurttaşlarımızı bilgilendirmek görev ve sorumluluğu ile karşı karşıyayız.
Değerli meslektaşlarım,
Sorunlarımız çok. Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar avukatlık mesleğinin icrasını her geçen gün biraz daha zorlaştırırken, karmaşık mevzuat sistemimiz de sürekli olarak kendimizi yenilememizi ve bilgilerimizi güncellememizi gerektiriyor.
Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi olarak gerek barolarımızdan gelen talepler doğrultusunda Anadolu’nun dört bir yanında gerçekleştirdiğimiz seminerlerle gerek Ankara’da yaptığımız özel eğitim seminerleriyle meslektaşlarımıza katkı sunmaya devam ediyoruz.
Ayrıca hukuk alanındaki güncel gelişmeleri, düzenlediğimiz paneller ve forumlarda ele alıyor, üniversitelerle yaptığımız işbirliği çerçevesinde meslektaşlarımızın eğitimine katkı sunacak yeni projeleri uygulamaya koyuyoruz.
Bugün de, bu “özel eğitim” programında, toplumumuzda çok fazla bilinmeyen Hukuksal Koruma Sigortası uygulamasını, genel şartları, niteliği, Türk sigorta sektöründeki yeri, avukatlara sağlayabileceği katkılar açısından ele almak üzere bir aradayız. Değerli eğitmenlerimizin katkılarıyla konuyu daha anlaşılır kılmaya, meslektaşlarımızın uygulamada tereddüt yaşamalarına neden olan sorulara cevap bulmaya çalışacağız.
Değerli meslektaşlarım,
Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi olarak bugüne kadar barolarına giderek düzenlediğimiz 731 meslek içi eğitim semineri ile 79.738 meslektaşımıza, Ankara’da düzenlediğimiz 41 Özel Eğitim seminerleriyle 6.562 meslektaşımıza eğitim hizmeti sunduk.
Yine Ankara’da düzenlediğimiz 43 staj eğitim programıyla çeşitli barolardan katılan 2.641 avukat stajyerine sunduğumuz eğitim hizmetleriyle toplam olarak 88.941 meslektaşımıza hizmet sunmuş olmanın onurunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugünkü eğitimin de önemli yarar sağlayacağına duyduğum inançla ve başarı dileklerimle hepinizi saygıyla selamlıyorum.